29 Mayıs 2013 Çarşamba

Kabak sıyırma

 
Annem zeytinyağlı kabak yapalım dediğinde çok da güzel bir fikir gibi gelmemişti Ne Cücü ne de ben kabak sevmiyoruz. Kabak sadece mücver olduğunda bizim ağzımızı sulandırıyor çünkü. Yine de yaptık, ben 1 kaşık yerim dedim. Cücü tadına bakmaya bile yanaşmadı ta ki ben aldığım bir kaşığı yiyip tabağımı kabakla dolduruncaya kadar :) Israrla Cücü'ye de yedirdim. En son ikimiz yemeğin son lokmasını paylaşıyorduk. Hafif ekşili oldukça lezzetli bir yemek oldu. Tarifi benden denemesi sizden.... Denedikten sonra yorumlarınızı bekliyorum.


Malzemeler
5 adet kabak
4 adet taze soğan (yeşillikleri ile birlikte)
1/4 demet dereotu
2 diş sarımsak
Zeytinyağı
Yarım limon
1 yemek kaşığı pirinç
Şeker
Tuz

  • Öncelikle kabakları kabukları dahil soyma aleti ile çekirdekli yerine kadar soyun
  • Taze soğanları 2 - 3 cm kalınlıkta kesin
  • Limonun kabuğunu soyup küp küp doğrayın
  • Büyükçe bir tencereye zeytinyağını, tuzu ve 1 adet küp şekeri koyun. Zeytinyağının ve tuzun miktarını kendi damak zevkinize göre ayarlayın. Yağ biraz ısındıktan sonra kabakları koyun ve kabaklar sararıncaya kadar kavurun. Daha sonra limonu ilave edin ve karıştırmaya devam.  1 - 2 dakika sonra taze soğan, sarımsak ve dereotunu ilave edin. En son pirinci de ekleyip 1 çay bardağı da su koyun ve en kısık ateşte 15 dakika pişirin. Her zeytinyağlı yemek gibi soğuk olarak servis edin. Hatta ertesi gün daha güzel oluyor.

23 Mayıs 2013 Perşembe

Min&Cün&Can Ankara'daydı.


İlkler dolu seyahatimize gittik, geldik bile. Günlerce bekledik ama hemencik geçiverdi. Cuma akşamı çıktık yola, uçağımız 22:15 idi. Pegasusla gittik. Önce en arka taraftan yer verdikleri için keşke önden olsaydı hızlıca çıkardık uçak inince diye düşündüm ama arkada olunca yanımızı boş bıraktılar. Rahat rahat oturduk ve rahat rahat emzirdim Cancan'ı kalkışta, inişte emzikle idare etti. Zaten uyuyordu. Yola çıkmadan önce Çocuk doktorumuz Sibel Kılıçaslan'ı aradım. Cancan'la ilk uçak yolculuğumuz için bize önerilerini istedim. Hepimizn bildiği gibi kulakları tıkatıpta ağlamasın diye inişte ve kalkışta emzirmeyi yada emzik vermeyi önerdi. Ama şunu da ekledi "çocuk uyuyorsa emzireceğim diye sakın uyandırma bırak uyusun" Bir de uçağa binmeden önce burnunun tıkalı olmamasını tembihledi. İlk uçak seyahatimiz ben ve Cancaniçin gayet güzeldi. Babamız için ise girdiğimiz tirbülans pek hoş bir anı olmadı. Ama daha önceki uçuşumuzu hatırlayınca Cücü'nün de uçuş konusunda baya yol katettiğini söyleyebilirim.

Uçaktan inince önce Ego'ya binmek için bekledik. Meğersem o saatte Ego yokmuş, sonra Havaş'a binmeye çalıştık. Yaklaşık 45 dakika sonunda gelen 3. Havaş'a binmeyi başardık. Havaş'tan sonrada taksiye bindik ve Ceren kuzumun evine ulaştık. Bu arada bebek arabamız kafayı yiyip kapanmamayı tercih etti. Baya bir uğraştırdı bizi :) Ceren kuzum kucağında Merih ile karşıladı beni. Öyle garip bir his ki... 10 yıl sonra ikimizde evli kimizinde kucağında birer bebiş... Nasılda geçmiş yıllar... Daha kapıda gözler doldu... Öyle özlemişiz ki birbirimizi... Ama sanki geçen ay bir aradaymışız gibi yakındık hala...Yıllar bizim dostluğumuzu eskitememiş. Bir de Seduşumuz olsaydı yanımızda ne güzel olurdu. o gece 4 buçuğa kadar oturduk Ceren'le saati fark etmesek sabaha kadar da otururdukta sabah erken kalkacak iki bebek vardı içeride uyuyan onlar için biraz uyumak lazımdı.

Ertesi gün Can ile Merih'i tanıştırdık. Henüz birlikte oynayacak kadar büyümediler ama olsun. Merih oğlumu gördükçe sevinç çığlıkları attı. Bence sevdi oğluşumu. Öğlen azıcık vakitte Anıtkabir'e gittik. Ben 6 yaşındayken gitmiştim Anıtkabir'e hayal meyal hatırlıyordum. Ama öyle kalabalıktı ki doğru düzgün gezemedik. Zaten Anıtkabiri'i hakkıyla gezmek için 1 tam gün lazım. Bir daha ki Ankara seyahatimizde yeniden gideceğiz inşallah.

Akşam düğün için JW Marriot Oteldeydik. Oğluşum çok yakışıklıydı. Anneannesiyle birlikte oğluma düğün için tamda istediğim gibi bir smıkin hazırladık. Tabi adı smokin kendi değil :) Düz beyaz bir tulum aldık boynuna saten bir papyon diktik. Üzerine de siyah yakası satenlı bir yelek giydirdik. Çok yakışıklı oldu benim oğlum. Rahat uyuyabilsin diye tulum konusunda çok ısrarcı oldum. Rahat uyusun diye düşünürken kapalı mekandaki bir düğünde o gürültüde çocuk nasıl olacakta uyuyacaktı hiç düşünmemiştim. Neyse düğünler her zaman olmaz üstelik bu halamızın düğünü bir gece uykusuz kalacaktık. Yapacak bir şey yoktu. Biz tamda böyle düşünürken oğlumuz bize sürpriz yaptı ve uyudu. O uyuyunca ben endişe yapmaya başladım. Biz koca koca insanlar böyle çok gürültülü yerlerden sonra kulaklarımız uğuldardı. Bunu düşününce sesi nasıl azaltırım diye düşündüm. Gülmek, dalga geçmek yok :) anlatıyorum. Önce garsondan pamuk istedim. Sağ olsunlar buldular, kulaklarına tıkadım Cancan'ın. Eee uyurken bir sağa çevirdi bir sola çevirdi kafayı pamuklar düştü tabi. Bir de kafasını pamukların üzerine koyunca garsondan bir daha istemeye utandım. Ne yapayım  ne yapayım derken aklıma çantamdaki yedek kıyafetler geldi. Hemen tulumu çıkardım kulaklarını kapatacak şekilde kafasının üzerinden geçirdim. Biraz olsun sesi engellemiştir sanırım. Onbir buçuk gibi oğlum isyan etti ve kalkmak zorunda kaldık. Ama 3 üç buçuk aylık bir bebekle bu bile büyük başarı bence.

Ertesi gün pazar kahvaltısı ve Ankara'da küçük bir gezme. Hep beraber Tunalı'ya gittik. Ne kadar uzun zaman olmuştu arkadaşlarla dışarı çıkmayalı ve hatta Can doğduğundan beri ilk defa bir bebekli aile ile dışarı çıktık birlikte. Ama gün çabuk bitti, dönme vakti geldi. Uçuş tam da Cancan'ın uyku saatine denk gelince ve oğluş biraz fazla yorulunca Uçağa bindiğimiz ilk 10 dakika uçaktaki herkese dar ettik oraları ama sonra ben kazandım. Oğluş uyudu.

Kimi bebek gittiği yerde eziyet edermiş annesine, kimisi dönünce evde. Cancan ikinci gruba dahil. Çok çok güzel bir haftasonu  geçirdik. Düğünde bile sorun çıkartmayan oğlum eve döndükten sonra çıldırdı. Geldiğimizden beri çığlıklar ve ağlama krizleri ile uğraşıyoruz. O kadar çok ağladı ki Salı sabahı Cancan'ı doktora götürdük.  Doktorumuzun Cancan'a koyduğu teşhis edepsizlik ve şımarıklık. Hava değişiminden olmuş, Ankara'yı Ceren teyzesinin evini sevmiş oğlum, döndük diye kızmış. Nasıl sevmesin Ceren Teyzesinin evini. Ceren kuzu her şeyi düşünmüş. Odamıza park yatak açmış, çeşitli kalınlıklarda örtüler koymuş, ıslak mendilimizi, alt açmamızı bile düşünmüş. Çok teşekkür ederiz Ceren Teyzeee ve Nalbantoğlu Ailesi :) En az evimizdeki kadar rahat ettik. Doktorumuz birkaç güne düzelir dedi ve bize günde birkaç ölçü sabır yazdı bana. 


Püfçük noktaları


  • Sararan mermerlerinizin üzerine önce bir miktar karbonat daha sonra bir miktar  sirke yada limon suyu dökün. Bir süre beklettikten sonra fırça yada süngerin yeşil tarafıyla ovun.
  • Kırmızı, bordo gibi renk ojeler silerken ellerimize bulaşır ya işte size çözüm. Kaçan bir kilotlu çorabınızdan bir parça kesin ve pamuk yerine onu kullanın: ben denedim. kesinlikle işe yarıyor.
  • Enginar ayıklarken ellerinizin kararmaması için ayıklamadan önce ellerinizi limonla ovun

Püfçük noktası


Biliyorum bazılarınız benden ilk uzun seyahatimiz, uçak yolculuğumuz ile ilgili bir yazı bekliyor. Ben de yazmayı çok istiyorum. Hatta başladım dün gece ama yazamadım. olmadı orasından tuttum. burasından çekiştirdim istediğim gibi olmadı. Bu gece tekrar oturacağım başına Cancan uyuduktan sonra. Gündüzleri yazamıyorum çünkü Cancan döndüğümüzden beri biraz huysuz yavaş yavaş eski haline dönüyor. Şimdi arabasında melek gibi uyuyor mesela :) 
Ne diyordum??? Siz seyahat yazısı bekliyorsunuz ama ben artık yeni öğrendiğim yada kullandığım püf noktalarını sizinle paylaşmak istiyorum. Her yeni püf noktasını üste yazacağım hepsi bir yazıda toplanacak. Öğrendikçe aklıma geldikçe paylaşacağım. Bugünün püf noktası kırmızı, bordo renk ojeleri dağıtmadan silmekle ilgili haydı tık tık...

16 Mayıs 2013 Perşembe

Yolculuk zamanı Ankara yolcusu kalmasın...

Bu haftasonu ilklerle dolu bir haftasonu olacak. İlk kez uçağa binecek Cancan. İlk kez Ankara'ya gidecek. İlk kez uyku saatinde dışarıda olacak. İlk kez bir düğüne gidecek. Ve ilk kez düğün gibi kalabalık bir ortama girecek. Bu ilkler beni hem çok heyecanlandırıyor hem de endişelendiriyor. Nasıl olacak? Nasıl tepki verecek? Uçakta huysuzluk edecek mi? Düğünde ne yapacak?  Düğün için kıyafetimiz hazır beyaz bir tulum üzerine siyah yelek giyecek oğluşum ve papyon takacak :)

Tüm bunların dışında bu hafta sonu için beni heyecanlandıran bir başka konu daha var. Ceren kuzusu ve Merih Sincabının evinde kalacağız. O kadar çook ve uzun yıllar geçti ki Ceren'i görmeyeli.  Ankara'ya gideceğimiz belli olduğundan beri ikimizde gün sayıyoruz.  Son 24 saat kuzucuk yarın akşam bu saatlerde sizin evdeyiz.

Ankara seyahatimiz için tık tık

3 Mayıs 2013 Cuma

Cancan büyüdü... 3 aylık oldu.

1 mayıs'ta 3. ayımızı doldurduk ve bugün aylık kontrolümüz için doktorumuz Sibel Kılıçaslan'ın muayenehanesindeydik. Bir kaç gündür Cancan'ı nasıl giydirmeliyim sorusunu kendime hep soruyordum. Doktorumuz da kapıda bizi görür görmez üstümüz kalın olmuş dedi. Yok yok yelek filan yoktu oğluşun üzerinde; uzun kollu bir tulum vardı. Doktorumuzun uyarısı ile yarından itibaren şortlarımızı giymeye başlıyoruz.
Kontrolümüz gayet güzel geçti. Cancan'ın 62 cm olmuş ve 800 gr almış, 6530 gr olmuş. 800 gr önce bana az gibi geldi ama doktorumuz normal olduğunu geçen ay 1700 gr almasının fazla olduğunu söyledi.  Bu şekilde kilo almaya devam ederse 6 aya kadar sadece anne sütüyle devam edebilirmişiz. Upuzunnnn bir soru listesiyle gittim doktora. Sibel Hanım hiç sıkılmadan saçmaladığımı düşünmeden cevapladı tüm sorularımı. Ya da saçmaladığımı düşünse bile çaktırmadı bana kibar kadın. Şimdi bende sizlerle paylaşıyorum ki belki sizlerinde aklına takılan şeyler vardır.

Burun kemiği
Bir iki hafta önce Cancan'ın burun kemiği bir değişik geldi gözümüze sanki kemer çıkıyormuş gibi. Sorduk. Bu kadarcık bebeklerde kemer filan olmazmış bizim hüsnü kuruntumuzmuş.
Göbek deliği
Göbek deliğinin içinde siyah bir şey varmış gibi Cancan'ın. Ne olduğunu sorduk; bebeğin saç rengi koyu olunca göbek deliğinin içi de koyu renk olurmuş.
Soğuk eller
Yeni doğduğunda hemşireler bebeklerin periferik dolaşım sisteminin tam gelişmediği için elleri ayakları soğuk olabilir demişlerdi ama hala soğuk oluyor Cancan'ın elleri. O da normalmış.
Kıyafet
Artık şortları, tshirtleri giydirmeye başlıyoruz. Boğum bacaklar kollar piyasaya çıksın :)
Güneş kremi
Doktorumuz güneş kremi olarak Daylong'u önerdi. Daylong'un en önemli özelliği günde sadece 1 kez uygulanması yeterli, tekrar etmek gerekmiyor gün içerisinde.
Oda sıcaklığı
Gece odanın sıcaklığı balkon kapısını kapatınca 24 - 25 dereceye çıkıyor napalım dedik. Bebişin üzerine esmeyecek şekilde kapı yada cam açın dedi. Ben hala gece bu şekilde üşütürmüyüz diye ürküyorum. Ama bizim evde doktorun sözünün üzerine söz söylenmez.
Sinek ilacı kullanımı
Sineklere karşı sadece ve sadece cibinlik kullanın dedi doktorumuz. Çok fazla sinek problemi var ise tablet ilacı bebeği odaya yatırmadan önce açın, o odaya gelmeden öncede kapatın dedi. Ben daha önce jokerden radarcan diye bir alet almıştım. Oda fişe takılan ve ilaçsız, ultrasonik ses dalgalarıyla çalışan bir alet. Böyle söyleyince çok uçuk ve saçma geliyor ama doğru. :)
Alkolsüz bira
Eee onu zaten içeceksin dedi doktorumuz süt yapar. :) Artık alkollüsünü  emzirmeyi bırakınca.
Bumbo;
Doktorumuz bumboyu benden duydu. Fotoğraflarına baktı eğer tam 90 derece oturma olmuyorsa  kullanabilirsiniz dedi. Doktordan sonra hemen Mothercare'e gittik bumbo deneyelim diye ama kalmamış :(
Sünnet durumu
Sünnetimiz gayet güzel olmuş ben pipisinin üzerinde sarı sarı tabakalar oluşunca baya bir ürkmüştüm ama normalmış. Ayrıca canı acıyacak diye endişe ediyorduk, hiç acımazmış rahat olun dedi doktorumuz.
Uyku ve emme düzeni
Gündüzleri 3 saatte bir emzirmeye devam uyuyor olsa bile uyandıracağız ki gece uykusundan çalmasın. Gece ise uyanmazsa bırakın 8 - 10 saate kadar uyuyabilir onayını aldık. Gerçi ben bu onayı almadan öncede gece bırakmaya başlamıştım oğluşu dilediği gibi uyusun diye. Son hafta sabah 6'ya kadar uyuduğu oldu ama iki gecedir uyanıp emmek istiyor. Keyfi nasıl isterse Can Bey'in patron o :)

Bu kadar soru sorup çocuğun yüzünde çıkan kırmızı bencikleri ve konakları sormayı unuttum. Konağa zeytinyağından başka tavsiyesi olan var mı?

Not: Doktor sonrası Oasis'teydik. Bebek arabası ile hareket kabiliyetimiz orada da kısıtlı. Turgutreis sokakları ve Midtown AVM'de de olduğu gibi. Detayler bir sonraki yazıda.