26 Nisan 2013 Cuma

Euro Challange Final Four - Maç Menüsü

Bu akşam maç akşamı Euro Challange Final Four biraz önce başladı. İlk maç BCM Gravelines Dunkerque ile Krasnye Krylia arasında. Şu anda TRT 3'te canlı yayınlanıyor. İkinci maç ise saat 20:00'da Karşiyaka ile Ewe Baskets Oldenburg arasında oynanacak. TRT 3 bu maçı da naklen verecek. Basketbol seven herkes ekran başına. Kupayı almak için çıktık yola, takımımız çok iyi, taraftar desen onlar hazır asker her daim. Kaf kaf kaf Sin sin sin Kaf sin Kaf sin Kaf. Euro Challange maçları boyunca Pınar Karşıyaka 15 maçta 12 galibiyet aldı. İnşallah bu akşam ki maçı da alığ pazar akşamı kupa için oynayacak. İşte o gece bizim ev yıkılır :) Bu akşam da yıkılır da pazar akşamı çok daha fena :) Euro Challange maçları akşam tam yemek saatine denk gelince bizde maç günleri için maç menüsü hazırlamaya başladık. Masa kurmadan oturduğumuz yerde yiyebileceğimiz sandviç, patates, hamburger, pizza gibi şeyler yaptık. Eee bu akşam da maç akşamı olduğuna göre maç menüsü var akşama evde.

Karışık Pizza
Yıldız yufkalı sosisler
ve Bira :) (bana tabiki bira yok ama olsa fena olmazdı.)

Karşıyakamıza başarılar dileyerek tarifleri paylaşmaya başlıyorum.

Karışık Pizza

Hamuru için
2,5 bardak beyaz un
1 silme tatlı kaşığı tuz
1 paket instant kuru maya
1 tepeleme tatlı kaşığı yoğurt
1 yumurta sarısı
1 bardak su
3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı

(2 adet mini fırın tepsisi için)
Sosu:
2 diş sarımsak
1 bardak su
1/2 tatlı kaşığı biber salçası
1 tepeleme tatlı kaşığı domates salçası

Salçaları dövülmüş sarımsaklar, tuz, karabiber ve su ile kısık ateşte 5 dakika pişirin.

Üst malzeme
Evde ne var ise salam sosis, mantar, biber, sucuk....vs ne bulursanız. Ben sosis, peynir, sucuk, salam kullanacağım. 


Un, tuz ve mayayı bir kapta karıştırın. Başka bir kapta da Oda sıcaklığındaki suyu, zeytin yağını, yoğurdu ve yumurta sarısını karıştırıp un ile birleştirin. 10 dakika kadar yoğurun. Hamur çok ele yapışıyorsa biraz daha un alabilirsiniz ama oldukça yumuşak bir hamur hazırlıyoruz. Hamur hazır olduktan sonra kapaklı bir kaba koyup  1 - 2 saat kadar bekletin. daha sonra yağlı tepsiye elinizle açarak yerleştirin ve üstüne  sırasıyla, domates sosu, peynir ve diğer malzemeleri koyun. Siz üst malzeme için farklı şeyler de tercih edebilirsiniz. Örneğin; mantar,  biber, kabak ve mısırla vegeteryan pizzada yapabilirsiniz. 

220 derecelik fırında yaklaşık 10 - 15 dakika pişirin

Yıldız Yufkalı Sosisler
 Çok basit ama bir o kadar da sunumu güzel bir tarif bu. Sosisle yapabileceğiniz gibi köfte, patlıcan, kabak ile de yapılabilir. Böylece köfte yada sebze yemeyen çocuğunuza torununuza yedirebilirsiniz. Ben yaparken en küçük boy kurabiye kalıbı kullandım. Eğer yok ise siz bir kola şişesinin kapağını da kullanabilirsiniz. Eğer sebze ile yapacaksanız yuvarlak kestiğiniz sebzeleri de sonradan şekilli kalıpla keserseniz çok daha güzel gözükür.



Malzemeler:

Birkaç tane sosis
2 adet yufka

Yufkayı dörde hatta beşe katlayın daha sonra kalıp ile kesin. Sosislerinizi de dilimleyin. Daha sonra önce yufka daha sonra sosis şeklinde dizin en baş ve en sonda yufka denk getirin, ve kızgın yağda kızartın. Bu kadar basit.

Bugün pişmiş hallerinin fotoğraflarını koyamıyorum çünkü henüz pişmediler ama pişer pişmez çekip koyacağım. Ya da Can can ilk izin verdiğin de. Şimdi nasıl mı yazıyorum. Can babaannesiyle bahçede geziyor.

Afiyet olsun.




25 Nisan 2013 Perşembe

Cancan oyun grubunda



Üçüncü ayımızın bitmesine bir kaç gün kaldı. 1 Mayıs'ta tam 3 aylık olacağız, ayrıca yarın da 12. haftamız doluyor. Bu cümleyi bu aralar çok sık kuruyorum, biliyorum ama gerçek bu günler çok hızlı geçiyor. Sanki geçen haftaydı göbek bağının düşmesini bekliyorduk Cancan'ın. Oysa koskocaman 3 ay geçti o günlerden bu yana. Ve oğluşu bugün ilk kez oyun grubuna götürdüm. Biliyorum henüz oyun grubu için çok erken ama yine de ortamı görmek istedim önümüzdeki sene için. Buradaki oyun grubuna 5 - 6 aylıktan itibaren başlanabiliyor. Biz de oğluşumla önümüzdeki sonbaharda oyun grubuna başlayacağız. Cancan bugün bile oldukça keyif aldı. Değişik bir yerde olduğumuzu anladı. Uzun uzun etrafı inceledi.Onunla ilgilenen diğer çocuklara ve annelere gülücükler attı. Baya baya sosyalleşti bugün oğluşum. En son çocuklar ve anneleri birlikte şarkı söylüyorlar; biz de onlarla oturduk şarkı söyledik, çok da eğlendik. Ceren teyzemize teşekkür ederiz bizi de oyun grubuna  götürdüğü için çok keyifli bir gündü bizim için.



Sünnet günümüz giderek yaklaşıyor, sadece 1 gün kaldı. Cumartesi günü sünnet olacak oğluşumuz o yüzden babası da ben de birazcık gerginiz. Birbirimize çaktırmıyoruz sözüm ona ama ikimizinde aklında aynı sorular. Çok ağlayacak mı? Canı yanacak mı sonrasında? Ne kadar sürede iyileşecek? Nasıl olacak? Gerçi doktorumuz bize anlattı. İyileşme süreci küçük bebeklerde daha kolay oluyor dedi. 4 - 5 güne bir şeyi kalmaz dedi. Ameliyathanede biraz ağlayabilir de dedi  ama :( Bu arada Cancan'ın kafasına göre yapılan sünnet şapkası dün akşam geldi. Çok minik ve güzel... Sünnetten sonra ilk fırsatta neler yaşadık anlatacağım. Bizi takip etmeye devam edin :)





24 Nisan 2013 Çarşamba

Annem usulü ENGİNAR

Yine iki arada bir derede girdim mutfağa :) Doğumdan önce evde yemeği Cücü gelmeden hemen önce yapardım. Bir daha ısınmasın pişer pişmez yensin diye. Zaten en sevdiğim şey de yaptığım yemeğin o akşam bitmesi, dolaba kalkmaması. Eğer zeytinyağlı pişirecek isem de sabah erkenden pişirirdim ki güzelce soğusun diye. Ama Cancan'ın gelmesi ile bu düzen değişti. Şimdi akşamları aç kalmayalım diye Can uyur uyumaz mutfağa giriyorum gündüzleri. önce kahvaltı ediyorum sonra hala uyanmamış ise yemeği yapıyorum. Bazen tam yemeğin ortasında uyanıveriyor. İşte o zaman  tam şenlik oluyor. Bir geliyorum onu eyliyorum, bir gidip 5 dakika daha yemek yapıyorum. Çok huysuzlanır ise onu arabasına koyup tek elle yemek yapmaya çalışıyorum. İlla iki ele ihtiyacım var ise ayağımla arabayı sallıyorum. Anlayacağınız çok eğleniyoruz yemek yaparken. Bugün de o günlerden biriydi. Cancan uyudu ben mutfağa girdim tam işimin ortasında uyandı ama yemeği ocağa koyana kadar zıpzıpda idare edebildim onu. Hayat kurtarıcımız zıpzıp :) yani ana kucağı her eve lazım astım oyuncaklarını önüne ben işimi bitirene kadar o oynadı. En son bir isyan etti ama o sırada da ben işimi bitirdim, enginarı ocağa koydum.
Son bir kaç seneye kadar sebzeyle aram pek iyi değildi. Ama hiç bir sebzeyi sevmezken bile enginarı seviyordum. Bayıla bayıla yiyordum. Özellikle de yapraklarını. İzmir'de hatta Ege'de enginarı yapraklarıyla da pişirirler. Bizim evimizde de hep böyle pişerdi. Akşam üstüne kadar İzmir'de herkesin bu şekilde enginar pişirdiğini zannediyordum. Ama Ece'yle konuşurken aaa ne değişik yapmışsın dedi. Anladım ki bu İzmir usulü değil annem usulu enginarmış. Zeytinyağlı hafif ekşili yemekleri seviyorsanız afiyet olsun...

Malzemeler

  • 3 - 4 tane enginar
  • 5 - 6 adet taze sogan
  • 2 adet limon
  • 1 tatlı kaşığı un
  • Bir kaç dal dereotu
  • Zeytinyağı
  • 2 tane küp şeker
  • tuz
Yapılışı
 Öncelikle bir kabın içerisine su doldurup bir limonun suyunu sıkıyoruz. Limonları atmıyoruz onları enginarları soyarkeen ovmak için kullanacağız. Ve enginarlarımızı yapraklı şekilde ayıklıyoruz. Bilmeyenler için fotoğraflarla anlattım aşağıda.






Daha sonra taze soğanlarımızı güzelce yıkayıp doğruyoruz. Bir tencereye bir miktar zeytinyağı koyup tuz şeker ve taze soğanları ilave edip 3 - 4 dakika kadar kavuruyoruz. Zeytinyağının miktarını tıpkı tuz gibi herkes kendi damak zevkine göre istediği gibi ayarlayabilir.  Daha sonra enginarları da tencereye koyuyoruz. Büyük bir bardağın içine bir limonun suyunu sıkıp üzerini su ile tamamlıyoruz. Daha sonra bu suya 1 tatlı kaşığı unu ilave edip topak olmayacak şekilde karıştırıyoruz. Un ne tepeleme ne de silme olacak. İkisinin arasında. Bu suyu da tencereye ilave edip tenceremizin kapağını kapatıp altını kısıyoruz. Yaklaşık 40 dakika içinde yavaş yavaş pişiyor yemeğimiz bu arada 1 kere enginarları parçalamadan karıştırıyoruz.
Tencerenin altını kapattıktan sonra dereotlarını ince ince kıyıp üzerine serpiyoruz. Soğuduktan sonra servis yapabiliriz.

Püf noktaları

  • Enginarların yapraklarının çok açık olmasın
  • Enginarlar çok büyük olmasın
  • Ellerinizin kararmaması için ayıklamadan önce ellerinizi limonla ovun

20 Nisan 2013 Cumartesi

Herkesin bebeği süt kokar bizimkisi KİMYON koyuyor

Şimdi baktım da en son ayın başında bir kaç satır yazıp en kısa zamanda yazacağımı söylemişim. Ama ne mümkün. Bütün gün Cancan'la birlikteyim, o uyanıkken onunla oynuyor uyuyorken de yemekti, ufak tefek ev işleriydi derken gün bitiyor. 78 günlük oldu benim minik oğluşum. Artık her şeyi onunla yapıyoruz, çamaşır asmayı bile :) Havalarında güzelleşmesiyle her gün bir kaç saati dışarıda geçiriyoruz. Tam bir sokak çocuğu Cancan dışarıda uyumaya bayılıyor. Evin kapısında içeri girer girmez de gözünü açıyor. O kadar seviyor ki
dışarıda olmayı geçen hafta tüm bir pazar gününü dışarıda geçirdi neredeyse. Evlerin içleri mevsim itibariyle bahçeden daha soğuk o yüzden Cancan'ı emzirmek ve altını değiştirmek dışında tüm pazar günü bahçede oyaladım ve uyuttum. İyi ki de öyle yapmışım, muhteşem pazarın arkasında rüzgarlı bir hafta geçirdik doğru düzgün dışarı bile çıkamadık. Bahçede geçen pazarın bize katkısı artık balkonumuz yaşanılabilir hale geldi, bahçemiz biraz düzenlendi. Veeee bir haber de çilek bahçesinden ilk çileklerimiz olmaya başladı. 3-4 günde bir 5 - 6 tane çilek alıyoruz bahçeden. İnşallah domateslerimizi de ay bitmeden ekeceğiz ama bir babayiğidin arka bahçeyi temizlemesi ve bellemesi gerekiyor. Bakalım, o da olur umut fakirin ekmeği diyorum. :)

bir lokmacığım adam oluyor

Bugün oğluşumuzu doktora götürdük, önümüzdeki cumartesi günü sünnet olacak minik adam. Sünnetimizi ürologa yaptırmaya karar verdik. Daha doğrusu biz sünneti lokal anestezi ile yaptırma istedik. Burada da lokal anestezi ile İzan Hastanesinde yapıyorlar sadece. Orada da sünnetler Ürolag tarafından yapılıyor. Bodrumdaki özel hastaneler küçücük bebeği maske ile anestezi altına alıyorlar. Belki hiç bir zararı yoktur ama  gönlüm razı olmadı.
Bir yanım daha doğduğu günden beri sünneti yaptırmayı bir an önce atlatmayı istiyor. Şimdi olursa hem daha çabuk iyileşecek yarası hem de psikolojik olarak hiç etkilenmeyecek. Diğer yanım ise çok küçük nasıl olacak, aslında hiç yaptırmasak canı yanmasa diyor. Onu nasıl yalnız başına ameliyat haneye göndereceğim bilmiyorum ama olacak. Doktorumuz sünnet öncesi bugün Cancan'ı muayene etti ve bize biraz açıklama yaptı. Sonrasında oğluşuma sünnet cicisi almaya gittik. Tabi bir lokma bebeğin sünnet cicisi ne olur ki? Bir tane maşallah yazısı aldık. Birde kafasına göre sünnet şapkası siparişi verdik :) Çocuğu değil kendimizi eyliyoruz vallahi ne diyeyim.

herkesin bebeği süt kokar bizimkisi KİMYON koyuyor

Geçen yazımda oldukça gazlı günler geçirdiğimizi yazmıştım. Şu anda gaz sıkıntımız azalmaya başladı. Gece gündüz gazdan muzdarip bebişimiz artık daha keyifli gülücükler saçan bir minik adam. Bu 3. ayı dolduramaya yaklaştık o yüzden mi yoksa yaptıklarımız mı etkili oluyor bilmiyorum ama gazla ilgili neler denedik nelerin faydasını gördük hepsini yazıyorum.


Kimyon
Her sabah bir tepeleme çay kaşığı kimyon yiyip üzerine bir bardak su içiyorum.
Bitki çayı
Daha önce tarifini verdiğim bitki çayından 1 fincan tüketiyorum. Ayrıca Cancan'a da doktorumuzun tavsiyesi ile her sabah ilk emzirdikten ve aksam üstü 5-6 gibi emzirdikten 1 saat sonra 30 ml bitki çayı veriyorum. (Milupa gece çayı) Bence faydasını gördük.
Yeme içmeye dikkat
Gazlı içeceklerden uzak duruyorum. Gaz yapan sebze ve meyvelerden yemiyorum. Ve en zoru çikolatadan uzak duruyorum. Ya da çabalıyorum.
Sıcak
Hem kendi ayaklarımı hem de Cancan'ın ayaklarını sıcak tutmaya dikkat ediyorum. Ayrıca gaz sancısı olduğunda radyatörün üzerinde polar battaniyeyi ısıtıp Can'ın karnını ve ayaklarını sarıyorum. Isınınca biraz rahatlıyor.
Gaz Masajı
İnternette seyrettiğim gaz masajını bir çok kez yaptım ama pek faydasını görmedik. Ya ben masajı yapmayı beceremiyorum ya da bize etki etmiyor.
Yağlar
İlk olarak aktarın tavsiyesi ile Adaçayı (elma) yağı aldık. Çok fazla etkisini görmedik. Daha sonra internette wind sable gaz merhemi diye bir ilaç gördüm. Arkadaşlarımdan da tavsiye eden oldu. Ama ilaç olduğu için çok kullanmak istemedim ama içeriğini araştırınca içinde kimyon yağı olduğu fark ettim. Ve bir şişede kimyon yağı edindim. Adaçayı yağından daha iyi geldi.Ama herkesin bebeği süt kokarken benimkisi kimyon kokuyor.
Banyo
Doğru sıcaklıkta hazırlanmış, bebişi üşütmeden sakince yapılan bir banyo özellikle de küveti su ile doldurup içine oturtarak yapılan bir banyo bebeğin gevşemesini sağlıyor.
İlaç kullanımı
Gaz sıkıntımız ilk başladığında doktorumuz Biogaia damlayı önerdi. Bitkisel içerikli bu damladan her gece yatmadan önce 5 damla verdik Cancan'a ama çok faydasını görmedik. Daha sonra beraber gün saydığım sevgili arkadaşım Sinem bir damladan bahsetti. Pedia Care damla. Oda başka bir arkadaşının tavsiyesi ile amerikandan almış damlayı. Ve hemen 1 paket kargoya verdi bana. Önceleri düzenli kullanmayı denedim. o şekilde faydası yok ama gaz sancısı sırasında 0,3ml verince 10 dakika içinde bebişi sakinleştiriyor. Tabi gaz sancısının kuvvetine de bağlı.İçeriğinde simeticone var. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ederim. Sinoşum çokmersi arkadaşım umarım senin aldığın Pedia Carelere hiç ihtiyacın olmaz. Paketlerin kapalı kalır. Ve Ece teyzemizle Çimen teyzemiz Amerika'dan yetişip bize hem bu damladan hemde Gripe Water gönderdiler. Gripe Waterda gaz sancısı, mide spazmı, hıçkırık gibi durumlarda bebeğe verilebiliyor ve tamamen bitkisel.

Bunlar benim denediklerim ve benim gözlemlerim her bebeğinki farklı olabilir. Ama çok net bir şey var ki siz ne kadar sakin kalabilirseniz bebeğinizi o kadar kolay sakinleştirebiliyorsunuz. Hiç kolay değil gazdan çılgınlar gibi ağlayan bir bebek varken sakin kalmak ona şarkılar söylemek. Açıkçası benim çok zaman elim ayağım birbirine girdi, sinirlerim gerildi, o ağladı ben ağladım sinirimden çaresizliğimden. Sanırım gazla ilgili en zor zamanları bitirdik. Zor geçti ama geçti şimdi sanki o günler hiç olmamış gibi. Zaten bu yaşanılanlar unutulmasa hiç kimse ikinciyi doğurmazdı. :)



3 Nisan 2013 Çarşamba

Bir fırsat yaratsam

Uzun zamandır yazamıyorum. Fırsat bulup da bilgisayarın başına oturamıyorum, otursam kafayı toplayamıyorum. Yazacaklarım aklımdan uçup gidiyor. Geçen vakitte oğluşumuz 2 aylık oldu. İlk seyahatini yaptı. 2. ay doktor kontrolune gitti, aşılarını oldu. Ve bize bir sürü gazlı uykusuz gece yaşattı. Uykusuz kalmak bir şey değil de o ağladıkça insanın içi gidiyor. Okuduklarıma göre 6 ila 8. haftalar arasında gaz problemi pik yapar en üst noktaya ulaşırmış. Şimdi biz o aşamadayız hiç olmadığı kadar çok gazı Can Can'ın her yolu her yöntemi deniyorum. Yeter ki birazcık olsun rahatlasın. Son 3 gündür sadece geceleri değil gündüzleri de gazdan uyuyamıyor oğluş. Böyle olunca da benim elim ayağım birbirine giriyor. En basit işleri bile birbirine katıyor yada eksik yapıyorum. Mesela dün Can uyurken bir heves mutfağa girdim. Cücü ne zamandır kek istiyordu. Gaz yapıyor diye çikolata ve kakao yemediğim için değişik olsun diyerek Ayvalı Kek yaptım. Bloga da koyarım diye düşünüyordum ama SÜRPRİZZZZ!!! Keki fırına attıktan sonra fark ettim ki kabartma tozu koymamışım. Hevesle yaptığım kek lezzet olarak güzel sayılabilir ama görüntü olarak basık oldu. Tabi azıcık da hamur. Bu durumda yok size tarif filan:) İlk fırsatta keki tekrar yapacağım ama kabartma tozu ile. O zaman fotoğraf çekip tarifi de paylaşacağım.

Bir fırsat yaratsam yazamadığım konularını da yazacağım.